"Mahkeme mesajlarla niyet okudu"

Eylem Nazlıer
[email protected]

Kayseri’de 25 Mart’ta düzenlenen protestoların ardından gözaltına alınıp tutuklanan üç üniversite öğrencisinden ikisinin WhatsApp yazışmaları soruşturma dosyasına girdi. Öğrencilerin biri, ablasıyla yaptığı özel mesajlaşmalar; diğeri ise bir arkadaşıyla yazışmaları gerekçe gösterilerek sorgulandı. Öğrencilere, eylem günü ve öncesine ait özel yazışmalarındaki ifadeler tek tek soruldu. Tutuklama gerekçesi 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet olarak belirtilse de mahkemenin asıl odaklandığı nokta öğrencilerin özel mesajlarındaki küfürlü ifadeler oldu.

Öğrenci: Ablama haklarımı hatırlatıyordum

Dosyaya giren mesajların ablasına ait olduğunu belirten bir öğrenci, mesajların protesto öncesi haklarına dair bilgi amaçlı olduğunu söyledi. “Cumartesi günü gösterilere katılmaya yönelik yazışmalar yaptım, olay çıkmadı. Polis uyarısıyla dağıldık. Bahsi geçen mesajlar ablamla yazışmalarımdır. Ortamın gerilimine tepkiydi” dedi.

Aynı öğrenci, üniversite grubunda yapılan yazışmalarda maske takma konusunun konuşulduğunu, fakat kendisinin eylemde maske takmadığını, sadece gaz maskesiyle çekilmiş bir fotoğrafı paylaşmakla yetindiğini belirtti. “Maskeyi sadece fotoğraf çekmek için taktım, çıkarırken gözaltına alındım” diye konuştu.

Bir diğer öğrenci ise arkadaşıyla yaptığı yazışmaların protestoyla değil, grup içi sohbetle ilgili olduğunu söyledi. “Üniversite olarak toplanıp ortalığın… ifadesi felsefe grubunun toplanmasına dairdi. İstanbul’a dövme yaptırmaya gidecektik. Saraçhane mesajı eyleme destek amaçlıydı. Kendi başıma gittim, arkadaşımla gitmedim” dedi.

"Niyet okunarak yapılan tutuklama hukuksuzdur"

Tutuklu Öğrencilerin Avukatı Eylem Sarıoğlu, kararların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savundu. Soruşturma sürecindeki uygulamalara ve delil niteliğine tepki gösteren Sarıoğlu, “Mahkeme mesajlara bakarak niyet okuması yaptı. Suçun unsurları dosyada yok, sadece kişilerin özel mesajları var. WhatsApp’tan maske konuşmak, küfürlü konuşmak tutuklama gerekçesi olamaz. 2911 sayılı Yasa’ya muhalefetten işlem yapıldı ama tutuklama kararları mesaj içeriklerine dayandırıldı” ifadelerini kullandı.

Avukat Sarıoğlu, telefonların şifrelerinin avukat görüşü olmadan, korku ve baskı altında alındığını belirterek, “Çocuklar gözaltına alındıktan sonra hukuki destek almadan, ne olduğunu bile anlamadan şifrelerini vermeye zorlandılar. Emniyette biz kapıda bekletilirken içeride işlemler tamamlandı. Bu şartlarda elde edilen dijital veriler hukuka aykırıdır, delil niteliği taşımaz” bilgisini verdi.

Öğrencinin annesiyle yaptığı alışveriş mesajlaşmasının bile dosyaya eklendiğini hatırlatan Sarıoğlu, kararların “ön kabul ve varsayımla” verildiğini söyledi ve “İstanbul’a gitmek istemesi bile sorulması da kararın arka planındaki niyeti oluşturdu. Tamamen kişilerin özel yaşamı üzerinden hüküm verildi. Bu tutuklamalar hukuksuzdur” dedi.

"Delil niteliği tartışmalı"

Soruşturma kapsamında öğrencilerin özel mesajlarının delil olarak kullanılmasının hem içerik hem de elde ediliş biçimi açısından hukuken tartışmalı olduğunu söyleyen Avukat Sarıoğlu, “Bu şartlarda alınan dijital materyallerin rızaya dayandığı söylenemez. Dolayısıyla delil sayılması da mümkün değildir” diyerek, yargılama sürecine itiraz ettiklerini belirtti.